Yürüyüşle 'beden gençliği' arasında bir ilişki olduğu biliniyor. Peki, yürüyüşün zihni esnek ve dinç tuttuğunu biliyor muydunuz?
Illinois Ünüversitesi'nden Psikolog Dr. Arthur F. Kramer, egzersiz ve beyinle ilgili yaptığı araştırmalar için, "Beyindeki ağlar, aerobik egzersizinin işleviyle birbirine daha bağlı hale geliyor" diyor. Kramer'in yürüyüş çalışması, bir yılı aşkın sürede 60-80 yaş arasında olan 70 yetişkini kapsıyor. Çalışma sonucuna göre, hareketli olan, esneyerek hareket eden yürüyüşçü grup, hareketsiz olanlardan çok daha güçlü beyin fonksiyonlarına sahip oldu.
Andrews Üniversitesi'nde fizik tedavi profesörü olan Dr. Lynn Millar ise yürüyüş aslında basit bir eylem gibi görünürken, beynin bu bilgileri farklı kaynaklardan bütünleştirmek için epeyce çalıştığını söylüyor. Yürüyüş grubundaki yaşlı insanlar daha fit hale geldikçe, ağlar arasındaki tutarlılık artıyor gençlere çok benzer hale geliyor. Millar, "Yürüdüğümüzde görsel ve işitsel veriyi birleştiriyoruz. Bu bütünleşmeyi kullanmazsanız kaybedersiniz" diyor ve ekliyor, "Herhangi bir şeyin kazançlı olması için, onu tekrarlayarak yapmalıyız ve yürüyüş tekrarlanan bir aktivite olmalı."
Yaşlandıkça, reaksiyon hızının yavaşladığını biliyoruz ancak aktivite çok büyük bir dönüştürücü. Böylece, eğer hareket edersek, bacağımızı yerinden oynatabiliriz ve kendi gücümüzün farkına varabiliriz.
KARACiĞER SAĞLIĞI
Karaciğer vücudun en ağır ve en büyük organı. Yerine getirdiği görevler nedeniyle de vücutta önemli bir yere sahip. Karaciğer; protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve ilaçların vücutta işlem görmesini sağlıyor. Bu organın yenilenme özelliği de var. Ancak bu yenilenmenin gerçekleşebilmesi için beslenmemizde bazı değişiklikler yapmamız gerekir.
Ana prensip, düşük yağlı bir beslenme tarzını benimsemek olmalıdır. Kadınların bir, erkeklerinse iki kadehten fazla alkol tüketmeleri, başta karaciğer fonksiyonları olmak üzere birçok yaşamsal fonksiyona zarar verir. Karaciğerin yükünü azaltmak için doğal besinler tercih edilmeli, hayvansal yağlardan uzak durulmalıdır. Sebze ve meyve gibi lifli besinlerin tüketimini artırmakta fayda var. Şarküteri ürünlerinden ve sakatatlardan uzak durulması tavsiye edilir. Yağlı etler ve kıyma, tavuk derisi, yumurta gibi besinlerin tüketimi en aza indirilmelidir. Şeker vücutta yağa dönüştüğü için karbonhidrat ve şeker tüketimi mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. Enginar ve bal, karaciğer için çok faydalıdır.
METABOLiZMA HIZI NEDiR?
Metabolizma, vücuttaki tüm kimyasal değimmeleri içine alan süreç olarak özetlenebilir. Metabolizma iki kısımda incelenir. Biri anabolizmadır, yapım metabolizması anlamındadır. Yediğimiz besinlerden dokuların yapımı işini üstlenir. Diğeri, katabolizmadır, yıkım metabolizması anlamına gelir. Dokuların yıkım işlemlerini yapar. Her bireyin metabolik hızı, yani hayatını devam ettirmek için harcadığı enerji farklıdır. Buna bazal metobolizma hızı denir.
Bazal metabolizma hızı (BMH)
Bazal koşullar altında, solunum, dolaşım, mide-bağırsak faaliyetleri, kas tonusu, vücut sıcaklığının korunması gibi temel metabolik olayların sürdürülmesi, böbrek, karaciğer ve endokrin bezler gibi çeşitli organların fonksiyonlarını devam ettirmesi için harcanan enerjidir. Yani, 24 saat boyunca yatar durumda hiç hareket etmesek bile harcanan enerjidir. Bu, bazı bireyler için hızlı, bazı bireyler için genetik olarak yavaş olabilir. Tiroid hormonunun yavaşlığı da az enerji harcanmasına, yani bazal metabolizma hızının yavaşlığına neden olabilir. Bu bireyler, az yemek yeseler bile çok hızlı kilo alır.