Tüm dünyada bir yıldan bu yana etkili olan pandemi, herkesi her anlamda derinden etkiledi.
Pandeminin olumsuz etkilerini en fazla ileri yaştaki bireylerin hissettiğini belirten uzmanlar, bu süreçte yaşlı insanlarda obsesif kompulsif belirtiler yani saplantılı takıntılar, ilişkilerde tahammülsüzlük, fobik kaygılar ve psikotik belirtiler görüldüğüne dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu süreci en iyi ve olabilecek en az zararla atlatabilmeleri adına ileri yaştaki bireylere altın değerinde 10 tavsiye paylaştı.
18 – 24 Mart haftası ‘Dünya Yaşlılar Haftası’ olarak anılıyor. Bu özel hafta kapsamında Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, ileri yaştaki bireylerin pandemi sürecinde yaşadığı sıkıntılar hakkında değerlendirmelerde ve tavsiyelerde bulundu.
İleri yaş bireylerde tahammülsüzlük başladı
Pandemi sürecinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de toplumun her kesiminin etkilendiğini ancak olumsuz etkilerini en fazla ileri yaştaki insanların hissettiğini ifade eden Klinik Psikolog İhsan Öztekin, sözlerine şöyle devam etti:
“Yaşlılığın getirdiği bedensel düşüşlere psikolojik sorunlar da eklendi. Geleceğe yönelik korku ve kaygılarının ötesinde günlük yaşam mücadelesi vermeleri zorlaştı. İlerleyen süreçte nelerle karşılaşılacağı, bu zor şartların ne kadar süreceği konusundaki belirsizlikler, kaygıları daha da arttırdı. Yaşlıların bu süreçte daha fazla obsesif kompulsif belirtiler yani saplantılı takıntılar, ilişkilerde tahammülsüzlük, fobik kaygılar ve psikotik belirtiler geliştirdikleri saptandı, virüse yakalanma ve ölüm kaygısını daha fazla hisseden yaşlı bireylerin daha ciddi psikolojik sıkıntılar geliştirdikleri belirlendi.”
İleri yaştaki bireyler kurallara daha çok uyuyor
65 yaş üzerindeki yaşlı nüfusun ülkemizde de sosyal ortamlardan ayrılan ilk grup olduğuna işaret eden Öztekin, “Böylece, ilk haftadan itibaren evlerinde izole edilmiş oldular. Ancak COVID-19’un yayılmasını ile birlikte ölümleri azaltmaya yönelik olan ve büyük ölçüde katkı sağlayan bu uygulamanın zaman uzadıkça yaşlıların ruh sağlığına, işlevselliğe ve beden sağlığına olumsuz etkileri olmaktadır. Bugün gelinen noktada, ileri yaş bireylere sosyal izolasyon ve yasakların faydadan çok zarar verdiği gözleniyor. 65 yaş üzerindekiler, dışarıda genç nüfusa göre çok daha fazla kurallara uyuyor ve kendilerini korumada daha dikkatli davranıyorlar. Evde kalma süresi uzadıkça tedbirler, tedbir olmaktan çok sorun kaynağı haline dönüşebiliyor” ifadelerini kullandı.
Önemli ölçüde belirsizlik ve kaygı yaşıyorlar
İzolasyonun en önemli psikolojik sonuçlarının yalnızlık, belirsizlik ve kaygı olduğunu ifade eden Öztekin, “Kendilerine veya sevdiklerine enfeksiyonun bulaşması kaygısı yanında, süre uzadıkça da işlevsellikleri, günlük yaşam aktiviteleri ve sağlıklarını sürdürme konusunda belirsizlik ve kaygı yaşıyorlar. İzolasyon sonucu hissedilen yalnızlık ve depresyon, ortaya çıkabilecek zararlar açısından buzdağının sadece görünen kısmı olabilir” dedi.
Becerilerine göre aktivitelere yönlendirilebilirler
Ailenin rolünün bu noktada önem taşıdığına dikkat çeken Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Aile, evdeki yaşlı bireyin ya da bireylerin algıladığı izolasyonu azaltmak ve kaygı ve umutsuzluğa yol açabilecek belirsizlikleri gidermek için gözlemlemeli ve gelişmelere göre önlemler alabilmelidir. İzolasyon sürerken yapılacak erken müdahaleler, izolasyona adaptasyonu güçlendireceği gibi uzun vadede ortaya çıkabilecek travma sonrası stres bozuklukları, depresyon, anksiyete bozuklukları gibi birçok ruhsal problemleri ve fiziksel sorunu da önleyebilir. Örneğin yaşlı bireyin fiziksel durumuna, isteklerine ve becerilerine göre ev içi aktivitelere yönlendirilebilir. Ailenin birlikte yaptığı faaliyetlere katılımı sağlanabilir, sorumluluk verilebilir. Bu faaliyetler, yaşlı bireylerin pandemiye bağlı olarak hızlanan zihinsel ve fiziksel düşüşlerini büyük oranda engelleyebilir” diye konuştu.
Hasta yakınlarının hayatı zorlaştı
Yaşlılık döneminde yoğunlaşan Alzheimer hastalarına doğrudan bakan aile bireylerinin hem kendilerini korumak hem hastasına koronavirüs taşımama gayreti içinde olduğunu belirten Öztekin, “Dışarı çıkamayan hastalarıyla haftalarca aynı evin içinde onları meşgul etmek, fiziksel olarak hareketli tutmak, beslemek ve ihtiyaçlarını gidermek için çırpınanların yükleri daha da arttı. Kovid-19 kaygısı ile pek fazla dış yardım da alamadılar. İzolasyon sürecinde hastalarında zihinsel bozulma dışında, depresyonda artış, uyku bozuklukları, hayal görme, doğru olmayan fikirlere kapılma, huzursuzluk ve öfke nöbetleri de sıklıkla yaşandı. Bu durum, hasta yakınlarının yaşantılarını oldukça zorlaştırdı” dedi.
Bu tavsiyelere kulak verin…
Pandeminin daha uzunca bir süre tüm dünya toplumlarını etkilemeye devam edeceğini söyleyen Klinik Psikolog İhsan Öztekin, ileri yaşlardaki insanlara bu süreci en iyi ve olabilecek en az zararla atlatabilmeleri adına önemli tavsiyelerde bulundu:
- Pandeminin getirdiği kısıtlamaların ve evde yaşama zorunluğu ile ilgili olumsuz düşüncelerin zihninizi meşgul etmesine müsaade etmeyin. Düzenlemelerin sağlıklı yaşayabilmeniz için yapıldığını düşünün. Geçmişte kazandığınız tecrübelerle bu dönemi de atlatacağınızdan emin bir şekilde kendinizi motive edin.
- Evde mümkün olduğunca hareket halinde olmaya gayret gösterin. Gücünüz yettiğince hareketleri bir plan dahilinde ve yüksek motivasyonla yapmaya çalışın. Olabiliyorsa evdeki yakınlarınız ile birlikte hareketleri yapmanız daha keyifli olacaktır.
- Kısıtlamaların kalktığı zamanlarda sağlığınız açısından sorun olmayacaksa dışarıda vakit geçirin. Yürüyüş yapmak, güneş ışığından yararlanmak ve yanınızda aile bireyleri varsa neşeli sohbetler yapmak moralinizi yükseltecektir.
- Bu süreçte öz bakım oldukça önemli, kendinizi bırakmayın. Günü pijamalarla değil günlük kıyafetlerle geçirin. Güzel kokular sürmek kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Evdeki bireylerle iletişimi koparmayın, neşeli ve güzel sohbetler yapın. Morali bozuk olan varsa neşelendirmeye çalışın, torunlarınız varsa onlarla fiziksel sağlığınızı riske atmadan onlarla oyunlar oynayın.
- Koronavirüs anlatılan açık oturum programları başta olmak üzere olumsuz tüm televizyon programlarından uzak durun. Trajedi ve dram ağırlıklı diziler yerine yarışmalar, belgeseller, müzik ve eğlence programları izlemeyi tercih edin.
- Günlük hayatta yapmaktan keyif aldığınız aktivitelerle meşgul olun. Bulmacalar çözün, evde tavla, satranç, okey ve kağıt oyunları oynanıyorsa siz de katılın. İbadet, dua etmek ve meditasyon gibi huzur veren faaliyetlere devam edin.
- Okuma alışkanlığınız varsa keyif alacağınız, ilgi alanınız olan konularda kitaplar okuyun. Eğer okuma alışkanlığınız yeterli düzeyde değilse bu süreç okuma alışkanlığınızı geliştirmek için çok önemli bir fırsat. Bu fırsatı kaçırmayın.
- Evde çok yormayacak faaliyetler içeren uğraşlar edinebilirsiniz. Örneğin, evde arızalar varsa onları tamir edin. Bahçe işleri ile uğraşın, bakım, boya ve tamir gibi işlerle meşgul olun.
- Alışkanlığınız olsa da olmasa da yazmayı deneyin. Hatıralarınız kaleme alabilir, şiir yazabilir veya günlük tutabilirsiniz. Bu süreç içinizdeki bilmediğiniz yeteneği ortaya çıkarmak için bir fırsat olabilir.
- Uyku ve yemek düzeni oldukça önemli. Sağlıklı bir yaşam için düzenli uyku uyumaya ve yemeklerinize dikkat edin.