Bu eklemelerin işleyişindeki ufak bir aksama, hayatı kabusa çevirebilir. Ancak hayat tarzınızda yapacağınız değişiklikler ile yeniden “tam hareket” mümkün…
DİZ AĞRISI KABUS OLMASIN!
Diz kireçlenmesi özellikle aktivite sırasında veya geceleri artan ağrılar, eklemden ses gelmesi, bacaklarda içe doğru eğilme ve harekette kısıtlanma gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Bu belirtilerin seyri yavaş olduğu için hasta tarafından genellikle önemsenmiyor. Ancak yaş ilerledikçe, hareket kabiliyeti şiddetli ağrılar nedeniyle iyice kısıtlanıyor. Medical Park Gaziosmanpaşa Hastanesi Ortopedi Uzmanı Yard. Doç. Dr. Nurullah Şener diz kireçlenmesinin cerrahi ve cerrahi olmayan tedavi yöntemlerini anlattı.
DİZİNİZDE KİREÇLENME Mİ VAR?
Diz eklemi vücuttaki en büyük eklemdir ve her bir diz vücut ağırlığının yarısını taşıyabilir. Diz kireçlenmesi eklem çevresindeki kıkırdağın aşınma ve veya yıpranması sonucu meydana gelir. Kıkırdak hasarı neticesinde eklem sorunsuz bir şekilde hareket edemez. Beklendiği gibi, neredeyse 70 yaşında ki herkes de ve 55 yaşını geçmiş birçok kadında diz kireçlenmesi (osteoartrit) belirtilerinin bir kısmı vardır. Eğer ağrılarınız varsa doktorunuz osteoartrit tanısı koymak için röntgen isteyebilir ve diz kireçlenmesinin derecesini size söyleyebilir.
VERDİĞİNİZ 10 KİLO, 70 KİLO’YA EŞDEĞER
Diz kireçlenmesinin cerrahi gerektirmeyen tedavi yöntemlerinin başında hayat tarzı değişiklikleri geliyor. İlk olarak oturmaktan vazgeçin, harekete başlayın ve kilo verin. Beslenme düzeni ve kilo vermek çok önemli. Aşırı kilonun dize bazı mekanik faktörler yoluyla zarar verdiği ve kireçlenmeye sebep olduğu bilinen bir gerçek. O kadar ki, verilen her 10 kilo, dize ve kalçaya binen yükte 70 kiloluk bir azalmaya neden olur. İkinci tedavi seçeneği ise kas gücü ve eklem esnekliğini muhafaza etmek. Ne kadar kuvvetli kaslarımız olursa kıkırdağa ve kemiğe binen yük o ölçüde azalır ve diz eklemimiz daha esnek olursa kıkırdakların beslenmesi de daha iyi olur.
Üçüncü olarak ağrı hastalığın önemli bir parçası olduğundan ağrı kontrolü için bazı ilaçlara ve destek tedavilerine ihtiyaç duyarız. Bir takım ağrı kesici ve iltihap giderici ilaçlar aktif olmamızda önemli bir role sahiptir. Bu ilaçların fayda vermediği ya da yetersiz kaldığı dönemlerde, diz içerisine yapılan kortizon veya hiyaluronik asit benzeri kayganlaştırıcılar, ağrı kontrolünde faydalı olabilir.
PROTEZ İLE TAM HAREKET SAĞLAMAK MÜMKÜN
Cerrahi materyaller ve tekniklerdeki gelişmeler diz protezinin etkinliğini artırdı. artırmaktadır. Günümüzde diz protezi ağrının giderilmesinde ve hareketin geri kazanılmasında oldukça etkili. Başarı oranı yüzde 95-97…Üstelik diz protezini birçok hasta 10-15 yıl sorunsuz olarak kullanabiliyor.
DİZ PROTEZİ SİZİN İÇİN UYGUN MU?
Ortopedi ve travmatoloji uzmanınız diz protezini aşağıdaki durumlarda size önerebilir:
• Yürüme, merdiven inip çıkma, sandalye ya da koltuktan kalkma gibi günlük aktiviteleri kısıtlayan kronik diz ağrısının olması gibi durumlarda, aynı zamanda dinlenme sırasında ve özellikle gece uykudan uyandıran ağrılarda doktorunuz size bu ameliyatı önerebilir.
• Kullanılan ilaçların, diz içerisine yapılan enjeksiyonların ya da fizik tedavinin ağrıyı hafifletmede başarısız olduğu durumlarda önerebilir. Diz protezi ameliyatı geçiren birçok hasta 60 ile 80 yaş arasındadır. Ancak daha genç ya da yaşlı hastalara da diz protezi ameliyatı en iyi tedavi seçeneği olarak değerlendirilebilir.
DİZ PROTEZİ AMELİYATINDAN SONRA NE YAPABİLİRSİNİZ?
Diz protezi ameliyatından sonra dizin iyileşmesi belirli bir süre alır. Dizdeki ağrı azaldıkça ve hareket geri kazanıldıkça iyileşme de her geçen gün hızlanır. Taburcu olduktan sonra kendi bakımınızı yapabilecek bir hareket gücünüz olur. Yavaş yavaş yürüme mesafeniz artar, ortalama iki ay sonra da alışveriş için kendi başınıza dışarıya çıkabilirsiniz. Zamanla ağrınız tamamen geçecek ve basit sportif aktiviteleri yapmanıza olanak sağlayacaktır. Herkes farklıdır, bu nedenle size uygun olan bir plan çerçevesinde normal yaşama dönmelisiniz.
✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!