Mide reflüsü olarak bilinen gastro-özefageal reflü hastalığı, mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması ile oluşur. Mide içeriği, belirgin derecede asittir. Aynı zamanda, mide içeriğinde hemen her zaman safra ve pankreas sıvıları da bulunur. Alkali özellikli olan safra ve pankreas sıvıları da mide asidi gibi yemek borusunun tahrişine neden olabilir. Reflü hastalığı, asitli veya safralı mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini asitten veya safralı mide içeriğinden koruyamaması nedeniyle oluşur.
Yemek borusu bu sıvıların tahriş edici etkisinden 2 temel yolla korunmaktadır.
Yemek borusunun kendisinin temizleme mekanizması: Yemek borusunun mideye doğru olan normal hareketleri ve tükürük salgısının alkali olması mideden yemek borusuna gelen sıvıların tahriş edici etkisini azaltmaktadır.
Mide sıvısının yemek borusuna çıkmasını engelleyen kas yapısı: Yemek borusunun alt kısmıyla mide girişindeki kaslar özel bir yapı oluşturarak burada bir kapak mekanizması yaratırlar. Yemek yediğimiz sırada lokma geçerken açılan bu mekanizma normal hallerde mide içeriğinin yukarı çıkmasına izin vermez veya çok kısa süreli ve miktarda izin verir. Bu korunma mekanizmalarının özellikle de mide kapak mekanizmasının bozulmasıyla reflü hastalığı oluşmaktadır.
Okan Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alp Gürkan, bazı tetikleyici durumları belirtti.
Yemek alışkanlıkları: Midenin aşırı doldurulması ve özellikle dolu mide ile yatma, yağlı-kızartmalı yemekler, acele yemek yeme, salçalı-soslu besinler, fazla kahve tüketilmesi, gazlı içecekler
Aşırı kilo: Reflünün en sık rastlanılan nedeni olan mide fıtığı, obez insanlarda normal kişilere göre çok daha fazla görülmektedir. Karın içindeki aşırı yağlanma, karın içi boşluktaki basıncı arttırdığından reflü oluşumu kolaylık kazanmaktadır. Obezitenin oluşumunda etkisi olan kötü beslenme alışkanlıkları reflü oluşumunu kolaylaştırmaktadır.
Gebelik ve karnı sıkıca saran korse gibi giyecekler: Karın içi basıncının arttırarak reflüye neden olurlar (aşırı kiloya benzer şekilde).
Bazı ilaçlar, Alkol, Sigara, Stres.
Mide fıtığıyla reflü hastalığı bilinenin aksine aynı şey olmamakla birlikte, mide fıtığı reflünün oluşmasını kolaylaştırmaktadır.
Klinik Belirtiler
Ülkemizde reflü hastalığı oldukça yaygındır ve erişkinlerin yaklaşık %20'sinde reflü görülmektedir. Yemek borusuna gıdalarla birlikte mide asidinin geri dönüşü ile birlikte patolojik olaylar başlamaktadır. Mide duvarı aside dirençli tip mukozaya yani bir örtüye sahipken, yutma borusunun ince ve narin örtüsü (mukozası) aside karşı dirençli değildir. Hassas olan yemek borusu dokusu, asitle karşılaştığında hasar görmeye başlar. Bu hasarın ve reflünün şiddetine göre yakınmalar değişir. Reflü hastalığının çok değişik belirtileri olmasına karşın en sık karşılaşılan bulguları göğüs kafesi arkasında yanma ve kuru öksürüktür. Bu nedenle ilk tanı öncelikle kulak burun boğaz uzmanlarınca saptanır. Ses kısıklığı veya yutma güçlüğü görülür. Yine hastalar çoğu zaman ağıza acı su gelmesinden yakınırlar. Özellikle yakınmalar gece yatarken fazlalaşır. Belirtileri kabaca tipik ve atipik diye ayırmak mümkündür.
Prof. Dr. Alp Gürkan, ‘’En etkili ve en kolay yöntem endoskopidir (yemek borusu ve midenin içine aletle bakmak). Bu yöntemle kapak durumu, yemek borusunun hasarı ve mide yüzeyindeki diğer rahatsızlıklar saptanır. Bu yöntemle saptanamayan ve klinik olarak belirgin reflüsü olan hastalara yemek borusundaki asit miktarını ve basıncı ölçecek şekilde ileri incelemeler yapılabilir. Ancak bunlara nadiren gerek duyulur’’ dedi.
Okan Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alp Gürkan Reflü hastalarının yapması gerekenler hakkında bilgiler verdi.
- Her şeyden önce yemek yedikten hemen sonra yatmayın. Yatmak için en az 3 saat geçmesini bekleyin. Çünkü mide asit miktarı yatarken çoktur. Yattığınızda ise baş-boyun bölgenizi yukarıya koyun. Yatarken mümkünse sol yana doğru yatın.
- Asitli ve gazlı içeceklerden, alkol, kahve, yağlı yiyecekler, kızartmalar, soslu, mayonezli kremalı, acı ve baharatlı yiyecekler, çikolata, soğan, sarımsak gibi besinlerden uzak durun.
- Özellikle düşük şekerli gıdalar tüketin. Düşük şekerli bir diyet olan “Taş devri diyeti” ni uygulayan kişilerin büyük bir bölümünde reflü birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolmaktadır.
- Aspirin ya da ağrı kesici ilaçların mümkün olduğunca az kullanılması gerekir.
- Sigarayı mutlaka bırakmalısınız.
- Az ama sık yemek yenmelidir. Mide şişirilmemeli. Yavaş ve bol çiğneyerek yenmeli. Her lokmadan sonra çatalı bırakın ve her lokmayı en az 10 kez çiğneyin. Diş probleminiz varsa mutlaka çözün.
- İdeal kilonuzda olmanız gereklidir. Kilo verin. (Bazı kilolu hastaların tüm reflü şikayetleri 10-15 kg verdiklerinde kaybolabilmektedir)
- Kemeri çok fazla sıkmayın, dar giysilerden kaçının.
- Çok fazla güç gerektirecek işlerden uzak durun.
- Diğer hastalıklarınız için kullandığınız ilaçları veren hekime danışarak reflüyü kolaylaştıran ilaçları mümkünse değiştirin.