Yüzyılın salgın hastalığı Covid-19 pandemisi günlük yaşam alışkanlıklarımızı kökünden değiştirirken, bu süreç özellikle de sosyalleşmenin ve öğrenmenin odak noktasındaki öğrenciler için çok daha zorlu geçiyor.
Pandeminin gölgesinde bir eğitim-öğretim döneminin daha sonuna gelinirken Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Dilara Yamanlar, zillerin online çalıp karnelerin online alınacağı bu eğitim döneminin sonunda anne babaların çocuklarına yapıcı ve şefkatli yaklaşmalarının son derece önemli olduğunu vurguluyor. Uzman Klinik Psikolog Dilara Yamanlar, online karneye 9 doğru yaklaşımı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu
İyi notlara odaklanın
Zor bir süreçten geçiyoruz ve bu süreç en çok da çocuklara zor. Bunu fark ettiğinizi söylemek, bu süreci yönetmeye dair olan çabasını takdir ederek söze başlamak, bu zor dönemde onun yanında olduğunuzu hissettirecek ve ona iyi gelecektir. Öncelikle kötü notlara değil daha iyi olan notlara odaklanın. Bu tutum çocuğunuzun kendine olan güveninin biraz daha yerine gelmesini sağlayacaktır.
Etiketleme yapmaktan kaçının
“Tembelsin”, “başarısızsın” ya da “zekisin ama çalışmıyorsun” gibi etiketler çocuğunuzun da kendisini bu şekilde kabul etmesine ve bir şeyler için çabalamamasına sebep olabilir. Bunun yerine “ne kadar çabaladığını görüyorum ve bunu takdir ediyorum” ya da “yorulduğunun ve bunaldığının farkındayım ama bu dönemsel bir durum, çabaladığın ve azmettiğin birçok olaya şahit oldum, bu süreci de en güzel şekilde atlatacağına benim inancım tam” şeklinde motivasyonel konuşmalar çocuğunuzun kendisine inanmasını ve enerjisini yükseltmesini sağlayacaktır.
Kıyaslama yapmayın
Her çocuk anne ve babası için özel ve biricik olmak ister; kıyaslama çocuğun kendisini yetersiz hissetmesine ve motivasyonunun kırılmasına sebep olabilir. Bu nedenle arkadaşlarıyla ya da yaşıtı başka çocuklarla kıyaslama yapmaktan kaçının.
Kendinizden örnek verin
Geçmişte yaşadığınız benzer olumsuzluklardan söz edin; çocuklar bazen yaşadıkları olumsuzlukların sadece kendi başlarına geldiğini ve bu konuda yapayalnız olduklarını düşünebilirler. Sizin de benzer konularda zorlandığınızı aynı süreçlerden geçtiğinizi duymak ona yalnız olmadığını hissettirecek ve iyi gelecektir. Örneğin; tüm sınıfın iyi olduğu bir dersten kendisi çok kötü sonuçlar aldığında “benim de senin yaşlarındayken çok benzer bir olay başıma gelmişti, kendimi çok kötü hissetmiştim ama sonra toparlayabileceğime inandım ve bir şekilde toparladım, senin de bunu düzelteceğine inancım tam” gibi bir tutum hem çocuğunuz ile sizin aranızdaki bağı güçlendirecek hem de onun motivasyonunu arttıracaktır.
Ceza ve ödülden uzak durun
Uzman Klinik Psikolog Dilara Yamanlar “Karneye bağlı cezalardan veya ödülden uzak durmaya çalışın; çalışma ve başarı bir ödüle bağlandığında burada farklı bir koşullanma oluşturabiliriz ve bu durum çocuğun tüm hayatına etki edebilir. Sadece ceza almamak için bir şeyler yapan, istek ve azim gibi güçlü özellikleri kullanmayan, haliyle kendisini aktif bir mutsuzluğun içinde bulan bir birey haline dönüşebileceği gibi, sadece ödül alacağı konularda çaba gösteren ya da ödülü yetersiz bulduğunda çabalamayan bir birey haline dönüşmesine de sebep olabilir.” diyor.
Okulla diyaloğunuzu artırın
Öğretmenlerle, rehberlik servisi ile ve okulla diyaloğunuzu arttırın; ilgili bir ebeveyn olmak, baskı yaratmadan arka fonda bir şeyleri takip etmek karne döneminde minik şoklar yaşamanızı engelleyecektir ve gelen karneyi tahmin edeceğiniz için vereceğiniz tepkiler daha ölçülü olacaktır.
‘Ben’ dilini kullanın
‘Ben’ dili suçlayıcı olmayan ve çözüm odaklı bir iletişim tekniğidir. Örneğin, çocuğunuzun karnesinde birden fazla düşük not gördüğünüzde “sen nasıl bu notları alırsın, hiç çalışmıyorsun, başaramayacaksın’ demek yerine ‘şu birkaç notu gördüğümde biraz üzüldüm ve şaşırdım, bu notları yükseltmek için ne yapılmasını öneriyorsun? Gel bu konuyu oturup birlikte konuşalım, ailen olarak bizim yapabileceğimiz bir şey var mı?” şeklinde yaklaşın. ‘Ben’ dilinin en önemli özelliği ilk olarak kendi duygularınızı dile getirmektir sonrasında sorundan bahsedip bu konuyla ilgili sizin yapabileceğiniz bir şey var mı diye sorup karşımızdaki kişiden bir çözüm önerisi istemek diyaloğun yapıcı bir şekilde gelişmesini ve çözüm önerilerine ulaşmanızı sağlayacaktır.
Soruna değil çözüme odaklanın
Soruna odaklanmak karşımıza birçok sorun çıkartacak, çözüme odaklanmak ise bir şekilde bizi çözüme ulaştıracaktır. Örneğin; “2 tane zayıfın var, geçen sene de böyleydi zaten çalışmadığın için bunlar başına geliyor, ben bu zayıf notlardan çok sıkıldım’ derken bu konuşma üç sene önceki zayıf notlara kadar gider; dolayısıyla sadece sorunları konuşur ve çözümden hızla uzaklaşırız. Bunun yerine “Tamam 2 tane zayıf not var, bunlarla ilgili ne yapabiliriz, normal düzenimizdeki neyi değiştirirsek bu zayıf notlar yükselmeye başlar? Hadi sırayla birkaç öneride bulunalım sonrasında minik adımlarla başlamayı deneriz” şeklindeki yaklaşım ise bizi bir süre sonra çözüme götürecektir.
Yanında olduğunuzu hissettirin
Uzman Klinik Psikolog Dilara Yamanlar “Okul başarısı dışında çocuğunuzun pozitif yönlerinden bahsetmek ve her zaman yanında olduğunuzu hissettirmek ve ‘Hadi karneyi bir kenara bırakalım şimdi herkes birbirinin sevdiği bir özelliğini söylesin’ şeklinde basit bir oyun oynamak çok güçlü etkileri beraberinde getirecektir. Aile bağlarını güçlendiren, pozitif yönlerin fark edilmesini sağlayan ve pekiştiren bu oyunu sadece karne günü değil sık sık oynamanızı öneririm. Günün sonunda ‘kötü notların da olabilir iyi notların da, bir şekilde hepsi çözülür, en değerli şey sensin ve biz senin her zaman yanındayız’ ile kapanış yapmak hem size hem de çocuğunuza iyi geleceği gibi zorluklarla tek başına savaşmadığını, ailesinin desteğinin her zaman bir adım gerisinde olduğunu hissettirecektir.” diyor.