Kış sona erdi ve havalar nihayet ısınmaya başladı. Başka bir deyişle, büyük şehrin karmaşasından birkaç günlüğüne de olsa kaçmanın vakti geldi çattı. Peki keyifli ve rahatlatıcı bir hafta sonu kaçamağı için nereye gitmeli?
Mini şehir kaçamağı rehberine göz atmanız, ardındansa hiç vakit kaybetmeden çantanızı toplayıp odanızı ayırtmanız için detaylar.
Abant – Yürüyüş meraklıları için cennet
Hem İstanbul’a hem de Ankara’ya birkaç saatlik mesafedeki Abant, gelmiş geçmiş en popüler hafta sonu rotalarından biri. Çünkü burada hem doğa içinde uzun yürüyüşler veya piknikler yapmak hem de yamaç paraşütü gibi heyacanlı aktivitelere katılmak mümkün. Tavsiyemiz, önce Abant’ın birbirinden güzel otellerinden birine yerleşmeniz, ardındansa spor kıyafetlerinizi giyip Abant Gölü’nü ve Yedigöller Parkı’nı ziyaret edip, sessizliğin ve huzurun sesini dinlemeniz. Unutmadan söyleyelim; Türkiye’nin en romantik noktalarından biri olan Abant, çiftler için de ideal.
Ağva – Yeşilin 50 tonuna hayran olmak için
İstanbul’a o kadar yakın ki, Ağva’yı şehrin arka bahçesi olarak nitelendirebiliriz. Ancak mesafe bu denli az olsa da, bu minik ve sevimli destinasyonda kuşların şarkılarını huzur içinde dinlemek mümkün. Göksu ve Yeşilçay ırmakları arasında konumlanan Ağva’da oksijen dolu havayı ciğerlerinize çekebilir, ruhunuzu dinlendiren tekne gezilerine katılabilir ya da ulu bir çınarın altında oturup, doğa ananın güzelliklerine şahitlik edebilirsiniz. Elbette hiçbir hafta sonu kaçamağı, güzel bir yemek olmadan tamamlanmaz. Bu yüzden tavsiyemiz, Ağva’nın meşhur balık restoranlarından birini mutlaka ziyaret etmeniz.
Edirne – Tarih dolu bir aile gezisi
Hem antik bir Roma kenti hem de Osmanlı İmparatorluğu’nun ikinci başkenti… Edirne, sahip olduğu ve bugüne dek korumayı başardığı tarihi birikimiyle, minik bir aile gezisi için ideal. Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan’ın kesişim noktasında yer alan kentin en önemli zenginliğiyse, dünyaca ünlü Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan ve 16. yüzyılda inşa edilen Selimiye Camisi. Diğer yandan Edirne, her yıl çok sayıda turistin ziyaret ettiği, şanına yaraşır bir uluslararası etkinliğe de ev sahipliği yapıyor: Elbette meşhur Kırkpınar Yağlı Güreş Şenliği’nden bahsediyoruz.
Bursa – Kebap aşkı ve daha fazlası
Uludağ eteklerinde kurulu bu şehir, ‘Yeşil Bursa’ olarak bilinmesinin yanı sıra elbette lezzetiyle parmak ısırtan İskender kebaba da ev sahipliği yapıyor. Şehrin meşhur kebapçılarında aldığınız kalorileri yakmak istediğinizdeyse, tarihi yapıları ziyaret etmenizi öneririz. Selçuklulardan kalan Ulu Cami ve Muradiye Hüdavendigar Camisi, Yeşil Cami Emir Sultan Camisi ve elbette tarihi pazar. Dönüş yolundaysa çinileriyle dünya çapında üne kavuşan İznik’e uğrayıp eviniz için minik bir hatıra almayı unutmayın.
Yalova – Vücudunuzu şımartmak için
Soğuk ve zorlu kış aylarının ardından, yalnızca ruhunuzun ve beyninizin değil bedeninizin de rahatlamaya ihtiyacı var. Termal kaynakları, şifa veren kaplıcaları ve doğal güzellikleriyle, Yalova ise bu iş için biçilmiş kaftan. Şehir hayatının yorucu etkisinden uzaklaşabilmek için, öncelikle yeşilliklerle çevrili Armutlu’daki kaplıcaları ziyaret etmelisiniz. Sudüşen ve Erikli şelalelerini görmeyi ve huzurlu Dipsiz Gölü’nü gezmeyi de unutmayın.