Sporsuz yaşayamayan biri olarak spor benim hayatımın olmazsa olmazı. Durum böyle olunca da yazılarım ister istemez spor ve sporcu odaklı oluyor. Bu yazımın konusu da spor olacak. Genç ve başarılı personal trainer Güvenç Bilgen ile yaptığım keyifli röportajı paylaşacağım sizlerle.
Merhaba Güvenç Bey bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?
07.03.1994 İstanbul doğumluyum. Üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğuyum. Bir abim bir de kız kardeşim var. Annem zücaciye işiyle meşgul babam pencere kaplama işiyle. Spor odaklı bir yaşantım var. Şu an profesyonel olarak vücut geliştirmeyle ilgileniyorum ve personal trainer olarak kendi spor salonumda çalışıyorum. Fitness, vücut geliştirme, spor sakatlıkları rehabilitasyonu, bosu balance, trx, kickbox, futbol, yüzme ve sportif beslenme uzmanlık alanlarım.
İlgi alanlarınız ve hobileriniz nelerdir?
Futbol ve vücut geliştirme başta olmak üzere sporun tüm dalları benim ilgi alanımda. Hayvan beslemek, seyahat etmek, müzik dinlemek ve kitap okumak ise başlıca hobilerim.
Peki, ne tür müziklerden hoşlanırsınız?
Ruh hâlim sürekli değişir ve ruh hâlime göre her çeşit müzik dinlerim. Bulgar müziklerine ayrı bir ilgi duyarım. Asla dinlemem dediğim bir müzik türü yoktur.
Kitap okumayı sevdiğinizi söylediniz. En son okuduğunuz kitap nedir? Sevdiğiniz yazarlar kimlerdir?
En sevdiğim yazar Orhan Pamuk. Yılmaz Özdil ve Emin Çölaşan ise takip ettiğim köşe yazarlarından.
En son Ferit Erden Boray’ın “Bilinmeyen Tarih ve Türkler” kitabını okudum.
Üye olduğunuz dernekler ve yer aldığınız sosyal sorumluluk çalışmaları var mı?
ÇYDD üyesiyim. Sosyal sorumluluk adına elimden geldiğince destek olmaya çalıştığım projeler var. Şu an özel bir kurumda otizmli çocuklar için aktivite ve hareket eğitimi çalışmalarına destek veriyorum.
Kaç yıldır sporla uğraşmaktasınız?
Kendimi bildim bileli spor yapıyorum. Spor, 5 yaşından beri bir şekilde hayatımın içinde yer aldı. Spor hayatıma futbolla başladım. Ortaokul ve lise yıllarımda futbol odaklı bir hayat düzenim vardı. Sıra üniversite eğitimine geldiğinde mesleğimin de spor temelli olması gerektiğini düşündüm. İstanbul Üniversitesi özel yetenek sınavına girerek BESYO bölümünü kazandım ve bu yıl mezun oldum.
Futbol oynarken yaşadığım sakatlıklar beni, özel bir ilgimin olduğu fitness ve vücut geliştirme alanlarına yöneltti. 2016’da ilk kez vücut geliştirme müsabakasına katıldım ve iyi bir derece elde ettim. Şu anda 2019 dünya şampiyonası Türkiye seçmelerine hazırlanmaktayım. Aynı zamanda personal trainer olarak da sportif faaliyetlerime devam ediyorum.
Personal trainer kavramı için ne söyleyebilirsiniz?
Aslında spor dünyasında hep var olan ancak profesyonel olarak sporla ilgilenmeyenler için pek bilinmeyen personal trainer kavramı Türkiye’de çok çok yeni diyebilirim. Türkçeye kişisel antrenör şeklinde çevrilebilecek personal trainerlık özveri ve dikkat gerektiren bir iş. Çalıştığınız kişiyi iyi tanımanız, alışkanlıklarını, genel sağlık durumunu, beslenme düzenini, antrenman performansını vs. iyi bilmeniz gerekiyor.
Günümüzde özellikle sosyal medyanın etkisiyle personal trainer kavramının yaygınlaştığını düşünüyorum. Daha çabuk sonuca ulaşmak isteyen ya da spor salonlarında verilen standart programların faydasını göremeyen kişiler personal trainer ile çalışmanın daha doğru olduğunu sosyal medya aracılığıyla rahatça gözlemliyor.
Peki, personal trainer (PT) ile çalışmanın faydaları neler? Neden PT ile çalışmalıyız?
Bir personal trainer ile çalışmak, motivasyonunuzu arttırır. Egzersizleri doğru açıda ve doğru sıralama ile yapmanızı sağlar, antrenman disiplinine girmenize yardımcı olur. İyi bir PT beslenmeniz üzerine verdiği tavsiyelerle fazla kilolarınızı vermenizi ve ideal kiloda kalmanızı sağlar, yaşam kalitenizi artırır. İyi bir PT ile çalışıldığı ve verilen programa sadık kalındığı takdirde hedefinize ulaşmamak pek mümkün değildir. Zaman kazanmak, hedefe daha kısa sürede ulaşmak ve sağlığımızı korumak için iyi bir PT ile çalışmak kaçınılmazdır.
Uzman bir PT olarak öğrencilerinizi sadece sportif açıdan mı çalıştırıyorsunuz yoksa beslenmelerine de yön veriyor musunuz?
Tabi ki sportif beslenme ya da sporcu beslenmesi bizim uzmanlık alanlarımızdan diyebilirim. Müsabaka veya antrenman öncesi beslenme, form tutma, bölgesel yağ yakımı gibi durumları bizzat kişisel olarak deneyimlediğimiz için öğrencilerimize bu anlamda yardımcı oluyoruz.
Öğrencilerinizle haftada kaç kez antrenman yapıyorsunuz?
Antrenman programı, kişilerin hedefine, spor geçmişine, yaşına, sağlık durumuna ve yaşam şartlarına göre değişen bir durumdur. Minimim 3-4 gün antrenman yapmak gerekir ancak hedefe göre bu sayı arttırılabilir.
Öğrencilerinizin motivasyonlarını artırmak için nasıl yöntemler uyguluyorsunuz?
Geçmişte aldığımız fotoğraflar ve antrenman esnasında not ettiğim kg takipleri benim için önemli noktalardır. Bu verileri sayısal ve görsel olarak karşılaştırmak, önce ve sonra takip çizelgeleri oluşturmak benim için önemli motivasyon adımları.
Spor salonlarında egzersiz yapan üyeleri bağırarak motive etmeye çalışan personal trainerler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Nabza göre şerbet vermek gerekir. Bazı üyeler yüksek sesle ve coşkulu sözlerle motive olabilir ancak bu herkes için geçerli değil. Yüksek sesten hoşlanmayan üyeler de mevcut. Şahsen ben bazı hocaların bu gürültülü motivasyon anlayışını şov amaçlı ve abartılı buluyorum. Bu şekilde bir motivasyon anlayışını da benimsemiyorum.
Gençlerimizi spora teşvik edebilmek için neler yapmalıyız?
Öncelikle sporu sevdirmek ve sporun ulaşılabilirliğini artırmak gerekiyor. Okul çağındaki çocuklara sportif faaliyetlerin özendirilmesi gerekiyor. Sporun ilgi ve yetenek gerektiren bir dal olduğu akıldan çıkarılmamalı.
Maalesef ülkemizde beden eğitimi dersleri puanlandırmaya ve not sistemine dâhil edilmediğinden öğrencilerde bu derslere karşı olumsuz yargı oluşuyor, yetenekli öğrencilerin yetenekleri görmezden geliniyor, yeteneksiz öğrencilerde ise spora karşı olumsuz tutum gelişiyor.
Bence bunların önüne geçmek için öğrencilerin spora ilgilerine göre puan sisteminin dışında farklı bir değerlendirme yapılmalı. Spor dersleri çocuklara yük olmaktan çıkarılmalı. Okuldaki ders programları profesyonel anlamda spor yapan öğrencilerin antrenman programı dikkate alınarak düzenlenmeli.
Gençler için ücretsiz spor kulüpleri kurmak, spor hizmetinin yaygınlaşmasını sağlamak ilk etapta aklıma gelenler.
Sevda KÖYÜSTÜ